ASANSÖR


Yazmanın yeri ve zamanı olur mu? Bence kesinlikle olmaz. Mesela bu yazımı şehirlerarası otobüs yolculuğum esnasında yazdım. Otobüs yolculuklarından hoşlandığım pek söylenemez. Bu kendimce ölü zamanı nasıl değerlendirebilirim diye bi’ düşündüm. Kafamın içindeki şu konuşan, “asansör” temasında ısrar etti; kıramadım kendisini.


Bir asansör ne zaman işkence ile eşdeğer anlam ifade eder? Çıkış noktamız bu.


- Tek başına yukarı çıkan veya aşağı inen birinin olduğu varsayılsın. Asansörde tek başına olup da aynadaki görüntüsüne karşı “garip” hareketler yaparken kendini izleyen bir sürü insan yakaladım. Ve sanırım ülkemiz böyle insanlarla dolu. Bu tek insan tam da bu hareketlerini icra ederken asansör dursun ve kapı açılsın ince ince. Karşısında akranı olan karşı cins komşusu! Haliyle selam verip içeriye girecek. 25 salisede kendini toparlamış görüntüsü vermek ne kadar gerçekçiyse, komşunun da bunun hakkında iyi şeyler düşünmesi o kadar gerçekçidir.


- Asansörde birkaç kişinin bulunması durumunda kimse kimsenin yüzüne bakmaz. Bu davranışın neden olduğunu bilmiyorum ama altın kural niteliği taşıyor. Sağa-sola, aşağı-yukarı, aynaya, kapıya, kat göstergesine bakılır ama asla asansör içerisindeki birinin yüzüne bakılmaz. Bakmaya yeltenildiği andan itibaren zaten tetikte bekleyen gözler bakanı avlar ve bir anda herkesin gözü bakanın gözlerine kilitlenir.



- Selamlaşmak zorunluluğu vardır bir de. Zoraki selamlaşma eyleminin vuku bulduğu en dar alan asansördür. Sempati duyulmayan komşular olabilir, gayet normaldir. Şimdi birbiriyle pek de iyi anlaşmayan iki komşunun asansörde karşılaşmasını düşünün. Modern hayatın gerekliliklerinden birini gerçekleştirmekle yükümlü olan iki insan! Zoraki gülümsemeler, selamlaşma ve ardından hâl & hatır sorma… Mutlaka biri diğerinden önce çıkar asansörden, ve çıkmadan önce “iyi günler dilerim!” klişesinin yaşamasını sağlamak zorundadır.



- Kadınlarımızda bilinçaltı tamamıyla dolmuş durumda. Neden mi? Karşısındaki insana tavırlarıyla “sapık!” haykırışlarında bulunan kadınlarla aynı anda asansörde olunması durumunda o asansör kibrit kutusu kadar küçülür, insan içerisinde kaldıkça daralır, daralır, daralır… Genel olarak kadınlarımıza verdiğimiz değer(!) bu söylediğim cümlelerin yaşanmasına neden oluyor! Gençlerimizin kadınlara nasıl baktıklarını merak edenlerin sokaklarda biraz daha fazla vakit geçirmelerini istirham edeceğim. İyi ama tüm erkeklerde potansiyel “seri katil”, “sapık” değil ki. Böyle davranan insanların görülmesi durumunda tek yapılması gereken görüş açısının sıfırlanmasıyla duyusal olarak rahatlamaktır.



 En acımasız olan gözlemleri de sona sakladım. Asansör tuvalet ihtiyacı öncesinde çok tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Asansöre, asansörü kullanacak olan bireyden önce binen birinin osurması veya işemesi asansörü bir işkence aracı olarak literatüre sokabilir. Hatta direkt sokar ya! Nasıl bir ruh hâli ile bu eylemler yapılır? Tahmini alt başlıkları, çocuklar ve yetişkinler olmak üzere iki olasılıklı sıralıyorum:



- Çocukluk döneminde yapılmasında mantık aramam. Top oynamıştır mahallede, o sırada çişi gelir, eve koşturur, evde kimse yoktur, komşunun ziline basmaya çekinir, apartman içerisine işeyemez ve altına işememek adına yapması gereken şey asansöre işemektir. Tüm katların kapılarına da bulaştırır. Hiçbir şey olmamış gibi mahalleye arkadaşlarının yanına gerisin geriye döner.

 

- Yetişkin birey eğer gerçekten ruh hastası değilse tek olasılık var, sarhoştur. Yoksa imkan vermem böyle bir olayın vuku bulmasına! 30 yaşındaki adamın/kadının asansöre işediğini düşünün ve bunun -olağanüstü bir durum haricinde- normal olma olasılığını hesaplayın.



Yellenmek üzerine fazla konuşmak istemiyorum. Bundan yaklaşık 3 sene önce apartman kapısında karşılaştığım 30’lu yaşlardaki adam yüzündeki ifade, sanki apartmandan çıkmadan önce bi’ haltlar yemiş imajına uyuyordu. Asansöre binene kadar ne olduğunu tabii ki anlayamadım. Şimdi, 13 katlı bir apartman asansöründe böyle bir olay olur mu? 12 kat merdivenlerden çıtım bu adamın yüzünden.



SAPTAMA:
Asansörde tek başınıza kalmanız durumunda ayna karşısında garip hareketler yapmayın, yakalanabilirsiniz! Asansörde birkaç kişi ile birlikte iseniz, kimsenin yüzüne bakmamaya özen gösterin.

Asansör hayatı bazı durumlarda işkence boyutlarına ulaşabilir. Mümkün olduğunca gözlem yapmaya bakın, eğlenceli oluyor.




Ekleme: Bundan sonra her yazımda bir sonraki yazının konusunu yazma kararı aldım.



Sonraki yazının konu başlığı:
BANKALAR & SIRAMATİKLER

4 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Selam, sevdim bloğunuzu.. hemen takibe alacağım:)

Orhan Pamuk'un kolonya ikramıyla ilgili tespitlerini konu alan bir yazı yazmıştım. İlgilenirseniz okumanızı isterim..

http://hayalkahvem.blogspot.com/2010/11/kolonya-ikram-etmenin-aslnda-kucuk-bir.html

Sadullah Varış dedi ki...

Asansörler insanı nasıl bir psikolojiye sokuyorsa artık, sırf kimse 3.kata basmadı diye 6.kata çıkan ve yürüyerek 3.kata inen insanlar gördüm : ) Bu yüzden asansörler hafızamda paranormal makinalar olarak yer bulmakta ... Ya da insanlar kapalı ve dar mekanlarda paranormal bir yapıya bürünüyorda olabilir ...

DOREMİ dedi ki...

yazınız için dönücem size..ilgilenirseniz mimledim sizi..:))

Menen dedi ki...

Ben zaten asansörlere hiç güvenmem :P